16 Şubat 2013 Cumartesi

İçi Fesat olanın işi kesat olur


Umut Oldukça her yeni gün bir başlangıçtır


14 Şubat 2013 Perşembe

SEVGİLİLER GÜNÜ'' KUTLU OLSUN..

SEVGİLİLER GÜNÜ'' KUTLU OLSUN.. 

SEVGİLİSİ OLANIN, OLMAYANIN,OLUP TA YOK GİBİ OLANIN ,OLMAYIP ÇOK İSTEYENİN,OLUYOR DA NE OLUYOR DİYENİN,OLDUĞU İÇİN ÇOK MUTLU OLANIN ,OLMADIĞI İÇİN ÇOK MUTLU OLANIN ,ON 'SUZ  OLMAYANIN,ONUNLA HİÇ OLMAYANIN HER ŞEYE RAĞMEN YÜREĞİNDE HER DAİM AŞK OLANIN O ZAMAN KISACA.....!!!
HERKESİN,HEPİNİZİN"SEVGİLİLER GÜNÜ" KUTLU   OLSUN...

12 Şubat 2013 Salı

Sevdigim Kız Bana Abi Deyince

Mutlu Aile Defteri - Fragman

Kelebeğin Rüyası - Fragman

Zengin Kız Fakir Oğlan 22.Bölüm - Tek Parça

Mutlu Evlilik

Mutlu Evlilik

Bütün ilişkilerin inişleri ve çıkışları vardır. Bazen evlilikteki zorluklar romantik duyguların üzerini örtebilir. Bütün çiftlerin aşkı hissedikleri ve yine bütün çiftlerin aşkı hissetmedikleri zaman vardır. Ama bu sadece duygularda aşkı hissetmemek aşkın orada olmadığı anlamına gelmez. Evlenilen kişinin bir başkasını mutlu etmek için ne gücü ne de yeterli yeteneği vardır. Mutluluk kişinin kendi içinden gelir. Evlilik ilişkisinin, kişinin mutluluğu ve kendisini iyi hissetmesi için yardımcı ya da destekleyici rolü vardır ancak mutluluğun esas kaynağı değildir.
Evliliğin daima ilgiye ihtiyacı vardır. Evlilik ince örülen bir oya işi gibidir. Bir gecelik bir iş değildir. İnce detayları vardır ve hassas olmak gerekir. Eşler tutarlı ve sürekli bir şekilde birbirlerinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine hassas bir şekilde yaklaşırlarsa ve ilişki içerisindeki değişikliklere adapte olabilirlerse işte o zaman aşk ve sevgi süreklilik kazanır ve sorunlar daha kolay aşılır. Daha sağlıklı bir cinsel birliktelikte o zaman ortaya çıkar.
Bir eş ne kadar zeki olursa olsun veya ne kadar güçlü kişisel özellikleri olursa olsun eşinin beyninden geçenleri okuyabilmek gibi bir yeteneği olamaz. Duygusal, fiziksel, sosyal ve finanssal ihtiyaç ve beklentiler açık bir şekilde sözel olarak iletilmelidir. Eşin gerçekçi bir şekilde o ihtiyacı veya beklentiyi karşılayabilme gücü varsa bunu gerçekleştirebilmek için önce böyle bir ihtiyacın ve beklentinin varlığından haberdar olması gerekir.

Evlilikte çatışmalar ve kargaşalar kaçınılmazdır ancak bu çatışmalar evliliğe zarar vermek zorunda değildir. Eşlerin geçmişlerine, büyüdükleri ortamlara ve yaşadıkları olaylara bağlı olarak farklı görüş açıları ve farklı duyguları vardır. Bu farklılıklar bir eşin doğru diğerinin yanlış olduğu anlamına gelmez; sadece eşlerin birbirlerinden farklı düşünce ve duygulara sahip oldukları anlamına gelir. Çatışmalar, eğer uygun bir şekilde çözülürse, ilişki için sağlıklı bile olabilir. Çünkü eşler birbirlerinden yeni fikirler ve yeni bakış açıları öğrenmiş olacaklar. Önemli olan iki farklı insanın uyum içinde birlikte yaşayabilmesidir.
Bu bilgiler ışığında eğer eşler kendilerini iyi bir ilişkinin dinamikleri hakkında eğitmek için yeterince efor ve zaman harcarlarsa ve ilişkilerinde etkili ve doğru iletişim tekniklerini kullanırlarsa yıllarca sürecek sağlıklı ve doyurucu bir ilişki yaşama olasılıklarını ve şanslarını yükseltmiş olacaklardır.


11 Şubat 2013 Pazartesi

Daha mutlu bir yaşam için 11 adım

Daha mutlu bir yaşam için 11 adım

 

Hızla akıp giden zaman içinde bedenimiz yorulduğu gibi ruh sağlığımız da olumsuz etkilenmektedir.

 Bu duruma genellikle iş yaşamındaki sorunlar ile günlük hayatın stresli ve hızlı temposu sebep olmaktadır. Sağlıklı bir psikolojiye sahip olmak için öncelikle iş ve özel hayatın dengelenmesi gerekir. Memorial Suadiye Tıp Merkezi Psikoloji Bölümü’nden Uz. Psk. Uğurkan Ulutürk, ruh sağlığını korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.


Sağlam bir psikoloji için sağlam adımlar
1.    Yaşam koşullarınızı, hareketlerinizi, konuşmanızı, kahve içmek veya yemek yeme gibi davranışlarınızı yavaşlatın. Yaşamı ve zamanı arkasından kovalamak yerine, yavaş hareket ederek şimdiki anın tadını çıkarın. Çünkü günü anlamlı kılan o günü yaşamanızdır.
2.    Yeniliklere açık olun. Her yeniliğin beraberinde zorluklar ve kolaylıklar olabileceğini göz önünde bulundurun ve bunlara karşı hazırlıklı olun. Karşılaşacağınız zorluklarla başa çıkmak için daha önceki yıllarda buna benzer zorluklarla nasıl başa çıktığınıza odaklanın.
3.    Daha önceki yıllarda kurduğunuz hayaller gerçekleşmediği için umudunuzu yitirmeyin. Hayal kurmaya ve istemeye devam edin; ancak kurulan her hayalin ardındaki hayal kırıklıklarına karşı hazırlıklı olun.
4.    Mükemmeli yapmaktan ve mükemmel bir eş, baba, çalışan ya da öğrenci olmaktan çok; iyi eş, iyi anne, iyi çalışan veya sadece iyi bir öğrenci olmaya gayret edin. “Sadece iyi” olarak kendinize hata yapma hakkı tanıyabilirsiniz.
5.    İstediğiniz her şeyin sizde gizli olduğunu unutmayın. Bu yüzden her şeyden önce kendinize zaman ayırın. Bol bol gülümseyin; kendinizi sevin; kendinizin farkında olun ve değerinizi. Böylece çevrenize daha çok zaman ayırabilir; içten gülümseyebilir ve çevrenizdekilere sizi daha çok sevme şansı verebilir ve onlara da değer verebilirsiniz.
6.    Kendinizle temas kurun. Ne düşündüğünüze veya nasıl hissettiğiniz hakkında düşünün. Kendinizle düşünsel, duygusal, fiziksel ve mekansal temas kuramadıkça insanlara veya yaşama dokunmak sizin için zor olacaktır.
7.    Dengeler üzerine kurulu olan evrene ve varoluşunuza saygı gösterin. Dengeli bir yaşam stresinizi azaltacaktır. Yemek, uyku ve yaşam düzenine dikkat edin. Her şeyin çoğu ve azı arasındaki dengeyi kendi ihtiyaçlarınıza göre ayarlayın.
8.    Beklentilerinizi dengeleyin hatta azaltın. Yaşamdan beklentilerinizi, kendinizden beklentilerinizi ve çevrenizdekilerden beklentilerinizi tekrar gözden geçirin. Koşullara veya şartlara uygun olmayan beklentilerinizi değiştirin.
9.    Küçük veya büyük başarılarınız karşısında kendinizi ödüllendirin (seyahat etmek, yeni hobiler edinmek gibi)  Arada mutlaka bir soluk alın ve sosyal çevrenize zaman ayırın.
10.  Yaşamı sadece bir şeylere sahip olmak için yaşamayın. Yaşam sizlere sunulan bir haktır ve bu hakkı sadece sahip olmak için yaşamak sizi mutsuzluğa götürecektir. Bu yüzden “sahip olmak” için değil “olmak” için yaşayın. Sadece “olmak istediğiniz kişi” olun.
11.  Sevilmek için değil sadece sevme eyleminin verdiği mutluluğu hissetmek için sevin.

Evlilik kalbe iyi geliyor

Evlilik kalbe iyi geliyor

 

Evlilikle ilgili yapılan tartışmaların sonu gelmiyor.

Bir taraf evliliğin hayata olumsuz etkilerinden bahsetse de araştırmalar aslında evliliğin hayat kurtardığını ortaya koyuyor. Evliliğin hem kalp sağlığı yönünden, hem de kalp krizine bağlı ölümleri azaltması açısından kalbe iyi geldiği söyleyen Liv HOSPITAL Kalp Sağlığı Kliniği’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu, 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi evliliğin yararlarından bahsetti.
Evlilik hem kadında hem de erkeklerde kalp krizi riskini azaltıyor. Daha önce yayınlanmış bazı çalışmalarda, evliliğin kalp hastalıkları yönünden riski azaltıcı etkisi gösterilmişti ama bunlar daha çok erkek hastalar üzerine yoğunlaşmıştı. ‘Europan Journal of Preventive Cardiology’ de yayınlanan yeni araştırmaya göre hem kadın hem de erkeğin akut koroner olaya bağlı bir kalp krizi ve ölüm olasılığının belirli oranda azaldığı ortaya çıktı.
 
 Bekarlık sultanlık değilmiş
 
Finlandiya’da yapılan bu araştırmaya göre her iki cinsiyette ve tüm yaş gruplarında, evli olanlarda akut koroner olaya bağlı bir kalp krizi ve ölüm olasılığının belirgin olarak azaldığı vurgulanıyor. Özellikle orta yaşlı evli ve birlikte yaşayan çiftlerde akut olaydan sonraki süreç çok daha olumlu seyrediyor. Araştırmada 1993 ile 2002 arasında kalp krizi geçirmiş 15.300 hasta incelendi. Bu hastalardan 7.700’ü ilk 28 gün içinde hayatını kaybetti. Bekar olan erkeklerde kalp krizi gelişme ihtimali evli olanlara göre yüzde 58-66 daha yüksek bulundu. Kadınlarda da bu oran yüzde 60-65 daha yüksek saptandı. Kalp krizine bağlı ölüm oranlarının ise bekar olanlarda çok daha yüksek olduğu gözlendi. Bekar erkeklerde kalbe bağlı ölüm oranı evli erkeklere göre yüzde 60-68 daha yüksek saptanırken bekar kadınlarda bu oran yüzde 71 daha fazlaydı. Bekarlığın sultanlık olmadığını bu çalışmayı referans göstererek vurgulamak yanlış olmaz. Sağlıklı bir kalp için önce kalbi sevgi ve aşkla dolduracak bir eş bulmak önemli. 
 
İşte nedenler
 
•         Yalnız yaşayan insanın yemek alışkanlıkları ve hayat düzeni sağlıklı olmaz. Ayrıca günün getirdiği zorlukları da paylaşacağı bir eşi olmaması nedeniyle hayatın yükünü tek başına omuzlar. 
•         Birlikte yaşayan çiftler birbirlerine özen gösteriyorlarsa, hem yemek alışkanlıkları daha sağlıklı olur, hem de bir hastalık ile karşı karşıya kaldıklarında daha titiz bir bakım sağlanır.
•         Çiftler el ele yürüyüşlere de çıkıyor, günlük egzersizlerini yapabiliyorlarsa sonuçlar kalp sağlığı yönünden daha da başarılı olur. Sağlıklı bir kalp için mutlu ve sevgi dolu bir evlilik artık reçetelerimize yazılabilir.
•         Bekar insanların sosyo-ekonomik düzeyi daha düşük olabilir. 
•         Evli insanların ekonomik düzeyi daha iyi, daha sağlıklı yaşıyorlar, sosyal çevreleri var ve destek alma ihtimalleri daha yüksek.
•         Evli çiftlerin ambulans çağırmaları daha kolay oluyor. Evli insanların hem hastane hem de eve çıktıktan sonraki süreçlerinde bakım ve tedavileri daha başarılı oluyor. Bekar veya yalnız yaşayanların sağlıkları ile takipleri yetersiz kalabiliyor. Günlük ilaç takibi, kolesterol düşürücü veya tansiyon ilaçların düzenli alımı aksayabiliyor.
 

 

Benim için Üzülme - 13.Bölüm Tek Parça

Başbakan'ın yeni uçağı Air Force One

Başbakan'ın yeni uçağı Air Force One

Başbakan Erdoğan için ısmarlanan Airbus A330VIP Presidental gelecek ay teslim ediliyor..

Başbakan'a yeni alınan uçağa Fatih Sultan Mehmet'e saygı için "Fatih" ismi verilecek.

2 motorlu A330 uçağı yakıt ikmali yapmadan 11 bin kilometre havada kalabiliyor. Diğer bir deyişle; Türkiye'den Amerika'ya durmadan uçabiliyor. 

Uçağın iç düzeni Başbakan Erdoğan'ın önerisi ve istekleri doğrultusunda özel olark dizayn edildi.

 

Dünyada altın alımında birincilik el değiştirdi

Dünyada altın alımında birincilik el değiştirdi

Rusya, son on yılda dünya piyasalarından 570 ton satın altın alarak bu alanda dünya lideri oldu.

IMF verilerine dayandırarak Bloomberg ajansının verdiği habere göre Rusya'yı büyük ara farkla Çin izliyor. Çin'in satın aldığı altın miktarı, Rusya'nın dörtte üçü kadar. Ajansın verdiği haberde, "Rusya'nın satın aldığı altın miktarı, ABD'deki Özgürlük Heykeli'nin kitlesinin üç katı." deniliyor.
Bloomberg ajansı şöyle devam ediyor: "Dünya genelinde merkez bankalarının, mali krizden çıkabilmek için kâğıt para baskısına yoğunlaşıp yatırımcıların dolar ve avroya olan güveni sarstığı bu dönemde daha güvenilir varlıklar için arayış sürüyor." Söz konusu varlıkların başında da altın geliyor.

 

İngiliz kadınları neden haşema giyiyor

İngiliz kadınları neden haşema giyiyor

 

Genellikle Müslüman olan kadınların giydiği haşemalar İngiliz kadınların da ilgi alanına girdi. İngiltere'de yaşayan kadınların bunu tercih etmesinin sebebi ise sağlıkla ilgili bir durum...

 

İngiltere'ye özellikle Türkiye ve Fas'tan ihraç edilen haşemalar Müslüman olmayan İngiliz kadınlarının da tutkusu oldu.
İngiliz Dail Mail Gazetesi, cilt kanserinden korkan ya da bronzlaşmak istemeyen kadınların haşema satın aldıklarını yazdı.
Haşema üreticileri, "Satışımız yüzde 300-400 oranında arttı" dedi.


 

İntizar - Sen Yarim İdun

TÜRKİYE'NİN TATLISU BALIKLARI

TÜRKİYE'NİN TATLISU BALIKLARI

Tatlı su balıkları bakımından zengin olan ülkemizde, tatlısu göllerinin olduğu bölgelerde balıkçılık ve turizm gelişmiştir. Türkiye'de 40'nın üzerinde tatlısu balığı türü mevcuttur.
Bunların başlıcaları şu şekilde sıralanabilir:

Acıbalık: Trakya, Marmara ve Karadeniz'de ağır akışlı akarsular veya göllerde yaşayan acıbalık, bitki ve küçük hayvancıklarla beslenir. Ortalama 5-6 cm uzunluğunda olan balığın üreme devresi Nisan-Haziran ayları arasıdır.

Afanyus:
Ege ve Akdeniz'in sahillerine akan iç sularda yaşar ve nehirlerin yavaş akıntılı veya sakin bölümlerinde yuvalanır. Acı ve tuzlu sulara da uyum gösteren balığın boyu 5-6 cm'dir. Kabuklularla ve özellikle su yüzeyindeki sinek-böcek larvalarıyla beslenir. Bahar aylarında üremesini gerçekleştirir ve yumurtalarını su bitkilerinin üzerine bırakır. Akvaryum balığı olarak da yetiştirilir.

Ankara çamurbalığı: İç ve Doğu Anadolu'nun göl ve akarsularında yaşayan Ankara çamurbalığı, zeminlerde emdiği çamurdan küçük hayvanlar, böcekler ve larvaları seçerek beslenir. 6-7 cm'ye kadar büyüyebilen balık, sığ suların yüksek ısısına dayanabilir. Mayıs-Haziran ayları arasında yapışkan yumurtalarını kıyıların kumluk ve çakıllarına bırakarak üremesini gerçekleştirirken, tabiatın dengesinin korunmasında rol sahibidir.

Aynalı sazan: Pullu sazanın "aynalı sazan" olarak adlandırılan yan türü, üretime en elverişli olanıdır. Kolay ürediği için çeşitli yörelerde ve bilhassa baraj göllerinde üretimi yapılmaktadır. Ekonomik değeri çok yüksektir. Çeşitli ülkelerde yılda 200 bin ton sazan üretimi yapılmaktadır.

Bıyıklı balık: Genelde 30-50 cm uzunlukta ve 0.5-2 kg, en çok 3 kg ağırlıkta olur. Büyüklerine seyrek rastlanır. Oksijeni bol, hızlı akan nehirlerin berrak kum tabanlı bölümlerinde yaşar. Ülkemizin çeşitli yörelerinde türleri bulunur. Mayıs-Haziran ayları arasında üreme yapar ve 5 bin-30 bin yumurta döker. Bu devrede yumurtaları zehirlidir. Eti fazla değerli olmamakla beraber, avcılığı yönünden değerli bir balıktır.

Bodur yayın: Güneydoğu Anadolu'daki nehir ve göllerin kumlu, çamurlu zeminlerinde yaşayan bodur yayın, 20-30, en çok 45 cm boy ve 100-500 gr ağırlıkta olabilen bir yayın türüdür. Oldukça obur bir balıktır. Omurgasızlar, küçük balıklar, balık larvaları ve kurbağalar da dahil ne bulursa yer. Suların ısı fbünyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Türşartlarına göre Nisan-Haziran ayları arasında kumların içine yuva yapan dişi, yumurtalarını dökerek bunların oluşmasını bekler. Bodur yayının kılçıksız eti çok lezzetlidir; ancak ekonomik değeri bölgeseldir.

Büyükbaş kayabalığı:
Trakya ve Karadeniz kıyılarına akan nehirlerde yaygındır. Boyu 12-18, en çok 22 cm olur. Acısuların taşlık veya sert kumlu zeminlerinde dolaşıp, oradan nehirlerin içlerine girer. Yuva edindiği bölgeye çok bağlıdır ve buraya zorla giren balıklara karşı saldırgan olur. Küçük kabuklular, balıklar ve yumuşakçalarla beslenir. Dişiler, Nisan-Mayıs ayları arasında yumurtalarını ince ipliklerle kumsallara yapıştırır. Erkekler ise gözcülük eder. Eti lezzetli ve sağlığa yararlı olan büyükbaş kayabalığının ekonomik değeri bölgeseldir.

Çapak balığı: Marmara ve Karadeniz'in akarsu ve göllerinde, bazı türleri de Ankara ve Kırşehir yörelerinde yaşar. Boyu ortalama 30-40 cm'den 70 cm'ye, ağırlığı ise 3 kg'den 6 kg'ye ulaşabilir. Kurtlar, böcekler ve yosunlarla beslenir, 10 yıl yaşayabilir. Mayıs-Haziran ayları arası yaklaşık 100 bin yumurtayla üreme yapar. 1 kg'nin üstündekilerin eti lezzetli, küçükler ise yem veya av balığı olarak değerlidir.

Dağ alabalığı: Çoruh, Ege ve Konya Ereğlisi çevrelerindeki dağ göllerinin soğuk, berrak ve temiz sularında yaşar. Zaman zaman nehirlere de girer. Bilimsel olarak, dünyamızın son buzul çağında dağ göllerinde kalıp, geliştiği teorisi vardır. Boyu 40-60 cm'den 1 m'ye, ağırlığı ise 1-3 kg'den 14 kg'ye kadar ulaşabilir. 3-4 yaşında olgunlaşıp, göllerin buzla kaplandığı Ekim-Ocak aylarında çakıllara yaklaşık 3 bin 500 yumurta bırakır. Çok lezzetli etinin yanı sıra çevikliğiyle tanınır, avcılığı yönünden değerli bir balıktır.

Dere alabalığı: Soğuk, temiz ve hızlı akıntılı nehirlerde, çevresine bağlı olarak yaşar. Bölgesini kıskanır, başka balıkların gelmesini istemez. Boyu 30-40, en çok 60 cm ve ağırlığı 0.5-2 kg olabilir. Yumuşakçalar ve yavru balıklarla beslenir. Erkekleri 2, dişileri 3 yaşında olgunlaşıp, Ekim-Ocak ayları arasında yumurta bırakır. Zaman zaman akıntılara karşı 1.5-2 cm sıçrayarak yüzer. En değerli tatlısu balıklarından biridir. Lezzetli ve yararlı eti nedeniyle ekonomik değeri çok yüksektir.

Dere kayabalığı: Ülkemiz akarsularında çeşitli türleri yerine göre adlar alır. 5-6 yılda yavaş yavaş büyüyerek 12-20 cm boya ulaşır. Fazla hareket etmeden su altında yatarak ömür geçirir. Nisan-Haziran aylarında haftalık aralıklarla ürer, dişileri bin-3 bin yumurta verir. Eti lezzetli olan dere kayabalığı, büyük balıkları avlamakta yem olarak da kullanılır.

Dere pisisi:
Nehirlerin deniz karışımı acısu bölgelerinde veya akarsuların daha içerlerinde yaşayan bir pisi türüdür. Akdeniz'de fazla rastlanır. Az akıntılı suların kumsal diplerinde, fazla hareket etmeden yaşar. Ortalama 25-30, en çok 50 cm boyda olur. Etçil bir balıktır. Bulunduğu bölgenin su ısısına göre Şubat-Mayıs ayları arasında ürer ve 800 bin yumurta bırakır. Eti çok lezzetli, ekonomik değkfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Türeri yüksek bir balıktır.

Dikence: Denizlerin kıyı kesimlerinde, nehirlerin deniz karışımı acısu bölgelerinde ve zaman zaman nehirlerde yaşayan küçük bir balıktır. Boyu 7-9 cm olup, vücudu kalın pullarla kaplıdır. Çeşitli renklerinin güzelliği ve 300-bin dolayında yumurtasının erkek balık tarafından bir yuva yapılarak korunması, dikenceyi dikkat çekici hale getirir. Ekonomik değeri yoktur.

Egrez balığı: Kuzey Ege, Marmara, Trakya ve Göller Bölgesi'nde yayılış gösterir. Düz ve ağır akışlı suların kumlu, çamurlu zeminlerinde yaşar. Boyu 25-35, en çok 50 cm, ağırlığı ise 450-500 gr olur. 3-4 yaşında olgunluğa erişir ve Mayıs-Haziran ayları arası üreme yapar. Etinin lezzeti nedeniyle bolca avlanılır ve bu nedenle ekonomik değeri vardır.

Gambusya: Anavatanı Amerika Birleşik Devletleri'nin güney bölgelerinden sivrisinek ve sıtma mücadelesi için ülkemize getirilmiştir. Durgun, sığ ve sıcak sulara çok toleranslıdır. 0'dan +300C'ye kadar dayanabilir. Özellikle sivrisinek larvalarıyla beslenir, ayrıca yosunları ve kabukluları da yer. Erkeklerin boyu 3-5, dişilerin ise 6 cm olur. Nisan-Ekim ayları arasında erkek gambusya spermlerini dişinin üreme boşluğuna bırakır. 30 günlük hamilelikten sonra dişi yaklaşık 60 yavru doğurur. Tabiat dengesi ve sağlığa yararı açısından çok değerlidir

Gökkuşağı alabalık:
Kuzey Amerika kökenlidir. Yetiştirilmek üzere dünyaya yayılmış, bu arada ülkemize de getirilmiştir. Temiz, oksijeni bol sularda yapay yemler veya küçük balıklarla beslenebilen, yetiştirilmeye en çok uyum gösteren, tuzlu deniz suyuna da toleransı olan bir alabalık türüdür. Erkekler 2, dişiler 3 yılda olgunlaşıp yaklaşık bin-5 bin yumurta verir. Denizde yetiştirilenleri daha çabuk büyür. Etinin lezzeti ve bol üretilmesi nedeniyle ekonomik değeri çok yüksektir.

Göl alabalığı: Kuzeybatı Anadolu, Abant ve Yedi Göller Bölgesi'nde yayılış gösterir. Çeşitli türleri vardır. Türüne göre renk, boy ve beslenme farklılıkları gösterir. Genelde temiz, bol oksijenli soğuk sularda fazla gezinmeden planktonlar, dip hayvanları ve küçük balıklarla beslenerek yaşar. Boyu ortalama 25-40, yabanlarında 60-70 cm olabilir. Eylül-Ocak ayları arasında ürer ve yumurtalarını dipteki çakıllara yapıştırır. Üretimi yapılmayan, eti çok lezzetli olan göl alabalığının ekonomik değeri bölgeseldir.

Gördek:
Kızılgöz ailesindendir. Kuzey Ege, Marmara ve Trakya'da, fazla hareketli olmayan akarsuların zengin bitkili kıyı bölgelerinde yaşar. Kış aylarını daha derince sularda geçirir. Kurtlar, böcekler, kabuklular ve böcek-sinek larvalarıyla beslenir. Boyu 15-20, en çok 25 cm olur. Nisan-Mayıs ayları arası ürettiği yumurtalarını bitkilerin arasına bırakır. Besin değeri yoktur, av yemi olarak değerlendirilir.

Gümüş: Denizlerimizde yaygın olan gümüş balığının Sapanca, İznik ve Köyceğiz göllerinde yaşayan bir türüdür. Sıcak sularda böcek larvaları ve sualtı hayvancıklarıyla beslenerek yaşar. Mayıs-Eylül ayları arasındaki üreme devresinde yaklaşık 600 yapışkan yumurtasını kumlu, çakıllı zeminlere bırakır. Su yüzeyine yakın yerlerde sürü halinde dolaşırken su kuşlarına yem olur. Eti yenebilir. Daha çok balık ürkfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Türeticiliğinde yem olarak veya balık unu endüstrisinde değerlendirilir.

Gümüş havuzbalığı: Doğu Karadeniz ve Trakya'nın yumuşak zeminli, bol bitkili akarsularında yayılış gösteren bir Carrasius türüdür. Büyümesi daha hızlı olup, 3-4 yaşında 15-20 cm boya erişir. Daha büyüklerine de rastlanır. Mayıs-Haziran ayları arası 160-380 bin yumurta döker. Bazı hallerde bu yumurtaları sazan ve diğer havuz balıklarının döllediği de olur. Eti yenebilir. Havuz veya akvaryumlarda süs balığı olarak yaşatılır.

Gümüş sazan: Diğer sazan türleri gibi Güneydoğu Asya kökenli bir balıktır. Ortalama 100-120 cm boy ve 20 kg ağırlığa erişir. Fido planktonlarla beslenir. 3 yaşında cinsel olgunluğa erişip, kilogram ağırlığına oranla 140 bin yumurta verir. Yağsız ve lezzetli eti Çin'de değerli bir yiyecektir. Bu nedenle ülkemize de getirilerek araştırma enstitülerinde hayat uygulama ve üretme şartları incelenmektedir.

Havuz balığı: Marmara Bölgesi, Kızılırmak, Yeşilırmak deltaları ve Çoruh havzasında yayılış gösterir. Boyu 15-25, en çok 45 cm ve ağırlığı 2-3 kg olur. Su içindeki otlar, dip hayvanları ve sinek larvalarıyla beslenir. Sazana benzer ve akrabadır. Mayıs-Haziran ayları arası 150-300 bin yumurtasını 2-3 defada otların üzerinde bırakır. Suyun kirliliğine ve oksijen değerine toleranslı bir balıktır. Büyüklerinin eti lezzetlidir. Batı ülkelerinde üretimi de yapılmaktadır.

Horozbina: Marmara, Ege ve Akdeniz'de akarsular ve bunların deniz karışımı acısu bölgelerinde yaşar. Boyu denizde yaşayanlara göre daha küçüktür. 8-12, en çok 15 cm, Akdeniz'deki türleri ise 20 cm'ye ulaşabilir. Su altındaki küçük hayvanlar veya böcek larvalarıyla beslenir. Yaz aylarında üreyip yumurtalarını taşlar ve midye kabukları arasına ustaca gizler. Çıplak ve pulsuz derisi yapışkan bir sıvıyla kaplıdır. Ekonomik bir değeri yoktur.

İnci balığı:
İsmini, pullarından yapay inci üretilmesinden alır. Ülkemizde çeşitli türleri yaşar. Boyu 15-20 cm olur. Manyas ve Ulubat göllerinde bolca bulunur. Planktonlar, kurtlar, böcek larvaları ve su yüzeyindeki sinekleri yakalayarak beslenir. Nisan-Mayıs ayları arası üreyip, yapışkan yumurtalarını nehirlerin giriş veya çıkışındaki kıyıların kumluklarına bırakır. Eti lezzetli sayılır. Bölgesel değerlenir. Orta Anadolu'da 'Gökçe', Van çevresinde 'Darah' ismiyle anılır.

Kababurun:
Çeşitli türleriyle ülkemizde yaygındır. Göl ve nehirlerin giriş-çıkışlarının dibe yakınlarında, çakıllı bölgelerde yaşar. Boyu 25-40, en çok 50 cm olur. Taşlara yapışık yosunlar, bitki kökleri ve dip hayvanlarıyla beslenir. Mart-Mayıs ayları arası ürer ve 100 bine yakın yumurtasını çakılların üstüne yapıştırır. Farklı türleri bölgelere göre çeşitli şekillerde değerlendirilir.

Kadife balığı: Kuzey bölgelerimizin bol bitkili, durgun ve yavaş akıntılı sularında yaşar. Genelde 30-40, en çok 60-70 cm boyda olur. Planktonlar, küçük balıklar ve yumuşakçalarla beslenir. Gündüzlerini dipte geçirir, geceleri ise avlanır. Mayıs-Haziran ayları arası üreme yapar. Eti lezzetlidir. Sazan yetiştiriciliğinde yardımcı olarak düşünülen bir balıktır. Sportif yönü zevklidir.kfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Tür

Kayabalığı: Karadeniz'e akan akarsuların diplerinde fazlaca rastlanan, hayatı diğer kayabalıklarıyla benzerlik gösteren, boyu en çok 11-12 cm olabilen bir balıktır. 2-3 yaşlarında olgunlaşan dişileri topluca yumurta verir. Erkekler de nöbet tutarak yumurtaları bekler. Yumuşakçalar ve küçük karideslerle beslenir. Tatlısulara girişinde böcek larvaları da yer. Tabiat dengesi balığıdır. Sportif veya ekonomik yönü olmayan bir türdür.

Kırmızı havuzbalığı: Biyolojik hayatı diğer havuz balığı türleri gibidir. 15-20 cm boyu ve renginin güzelliğiyle eski çağlardan beri havuzların, şimdilerde ise akvaryumların klasik, kıymetli balığıdır. Çin'de ve Japonya'da üretilen çeşitli türleri ve formları vardır.

Kızılgöz: Karadeniz, Trakya, Marmara ve Kuzeybatı Anadolu'nun sahil bölgelerindeki nehirlerde yaşar. 25-30, en çok 50 cm'ye kadar büyür. Kızılkanatla büyük benzerliği vardır. Küçük canlılar ve bitkilerle beslenir. Bahar aylarında ürer ve 50-100 bin yumurta bırakır. Eti değerli olmadığı için daha ziyade yem olarak kullanılır. Nehir ve kıyılardaki yırtıcı balıkların yanı sıra kuşlar için de iyi bir besindir.

Kızılkanat: Kuzey Anadolu'da soğuk olmayan ağır akışlı nehirler, göl ve göletlerin yumuşak tabanlı zeminlerinde, yumuşakçalar ve bitkilerle beslenerek 10-11 yıl yaşar. 20-40 cm boy ve 200-400 gr ağırlıkta olur. 3-4 yaşında olgunlaşıp kg/ağırlığına 600 bin yumurta döker. Eti lezzetli, fakat çok ince kılçıklı olduğu için makbul değildir. Turna gibi yırtıcı balıklar için değerli bir yemdir.

Kocaağız:
Trakya, Marmara ve kuzey bölgelerimizin hızlı akarsularında yaşar. Ortalama 60-80, en çok 100 cm boy ve 2-4 kg'den 10 kg ağırlığa erişebilir. Etçil bir balıktır, su içindeki her türlü hayvanla beslenir. Erginler yalnız dolaşır. Cinsel olgunluğa 4-5 yaşlarında ulaşıp, Nisan-Temmuz ayları arasında 80-100 bin yumurta verir. Az lezzetli eti nedeniyle ekonomik değeri bölgeseldir. Buna karşılık olta avcılığı çok zevkli bir balıktır. Hayat karakteri bu balığın aynı olan "Aps. vorax" türü Fırat ve Dicle nehirlerinde yaygındır. Sis balığı olarak tanınır. Boyu 40 cm olur.

Kolyoz balığı: Marmara, Kuzey Ege ve Karadeniz'in doğusundaki akarsu ve göllerin yüzeyinde yaşar, zaman zaman da nehirlerin denizle karışımı acısu bölgelerine iner. Böylece acısu ve tatlısular arasında göçler yapar. 15-30 cm boyunda olabilir. Planktonlar, sinek larvaları (sivrisinek) ve küçük canlılarla beslenir. Mayıs-Haziran ayları arasında 15-25 bin yumurtasını taşlık, çakıllık, dere kenarlarına bırakır. Yıllar öncesi "Chalealburnus Chalcoides İstanbulensis" türü Haliç'te Kağıthane Deresi'nde yaşardı. Eti lezzetli, bölgesel değeri olan bir balıktır.

Küçük kayabalığı: Karadeniz kıyılarına akan nehirlerin küçük kabuklular ve yosunlarla kaplı zeminlerinde, acısu-tatlısu karışımı sahillere yakında yaşar. Boyu 18-22, en çok 25 cm olur. Yumuşakçalar ve özellikle kabuklularla beslenir. Nisan-Mayıs ayları arası dünyaya gelen yavrulara erkek bekçilik yapar. Diğer kayabalıkları gibi eti beyaz, lezzetli ve yararlıdır. Ekonomik değeri bölgelere gr.kfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Türöre değişir.

Levkit balığı: Karadeniz'in doğu ve batısıyla Trakya'daki nehirler ve bu nehirlerin denizle karışımı acısu bölgelerinde yaşar. Genelde 40-50, en çok 70 cm boy ve 5 kg ağırlıkta olabilir. Küçük balıklar, kurtlar ve böcek yumurtalarıyla beslenir. Nisan-Mayıs aylarında nehirlerin içlerine ve göllere girerek üreme yapar. Etinin besleyici yönü nedeniyle ekonomik değeri olduğu gibi, amatör olta avcıları için de kıymetlidir.

Levrek: Kuzey bölgelerimizdeki akarsu ve göllerle bunların denizle ilişkili acısu bölgelerinde yaşar. Boyu 20-35, en çok 50 cm olabilir. Fazla göç etmeyen yumuşakçalar, küçük balıklar ve balık yumurtalarıyla beslenir. 70- 80 C sularda Mart-Haziran ayları arası üreme yapar. Beyaz ve lezzetli eti taze olarak tüketilir. Olta avcıları için de değerli bir balıktır.

Mini inci balığı: Trakya bölgesindeki akarsularda yayılış gösterir. 7-10, en çok 14 cm (dişileri) boyunda olur. Suyu berrak, oksijeni zengin akarsu ve göllerin dibi çakıllı bölgelerinde, su yüzeyindeki böcekler, sinekler, dip hayvancıkları ve balık yumurtaları yiyerek yaşar. Küçük, hareketli ve kurnaz bir balıktır. Mayıs-Haziran ayları arası yaklaşık bin yumurtasını taşlara yapıştırır. Üreme devresinde başının üstünde inci benzeri pullar oluşur. Alabalık yumurtalarını aşırı tüketmesi nedeniyle zararlı bir canlı sayılır.

Noktalı incibalığı:
Karadeniz, Trakya ve Marmara'daki akarsularda yaygındır. Boyu 9-13, en çok 16 cm olur. Temiz ve hızlı akan suların dibe yakınlarında, zaman zaman akıntılara karşı yüzerek yaşar. Küçük planktonlar ve dip hayvanlarını yiyip, su yüzeyindeki sinekleri avlayarak beslenir. Mayıs-Haziran arası üreyerek yumurtalarını kumlu, çakıllı sahillere bırakır. Avcılıkta yem olarak kullanılır; ama tabiattaki değeri daha önemlidir.


Ot sazanı
: 'Ot balığı' olarak da tanımlanır. 2000 yıldan beri Çin'de sazan üretimiyle beraber yetiştirilir. Anavatanı Çin'den dünyaya yayılan, bu arada ülkemize de getirilen bir kültür balığıdır. Ortalama 40-80 cm boy ve 2-5 kg ağırlıkta olur. En çok 12-30 kg ağırlığa ulaşabilir. Otobur bir balıktır. Günde ağırlığının yüzde 120'si kadar ot yer. Bu nedenle havuzlarda ot mücadelesi için mükemmel bir canlıdır. 5-6 yaşlarında olgunluğa erişir ve kg/ağırlığına 120 bin yumurta verir. 6-10 cm boya eriştikten sonra sadece bitkilerle beslenir. Ülkemizde henüz tüketim değeri yoktur.

Pullu sazan: 13.-14. Yüzyıldan beri kültür üretimi yapılan, kolay yetişen, eti lezzetli, ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır. 3-4 yaşlarında olgunlaşıp 200-300 bin yumurta verir. Ortalama 30-40 cm boy ve 500-bin gr ağırlıkta olur. Sportif avcılığı değerlidir. Su böcekleri, kurtlar ve diğer hayvanlarla beslenir.

Sardalya: İlk kez Rusya'nın Abrau Gölü'nde bulunmuş, 1943'te de ülkemizde Ulubat Gölü'nde rastlanmıştır. İznik Gölü'nde de yaşamaktadır. Boyu 7-8, en çok 12 cm olan, sürü halinde dolaşan bir Ringa/Tirsi türüdür. Planktonlar, küçük su hayvanları ve omurgasızlarla beslenir. 2-3 yaşlarında olgunlaşıp, 10-140 C sularda Haziran-Ekim aylarında yumurtalarını açık suya bırakarak ürer. Eti bölgesel olarak tüketilir. Daha ziyade alabalık yetiştiriciliğikfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Türnde yem olarak değerlendirilir.

Somon: Anavatanı Kuzey Amerika'dan dünyaya yayılmış, üretilmek üzere ülkemize getirilmiştir. Boyu ortalama 60-100 cm, ağırlığı da 3-15 kg olabilir. 150 cm'ye ulaşanları da olur. Hızlı akarsuların oksijeni bol, temiz sularında yaşar. Doğal yetişenleri 2-3 m yükseğe atlaya sıçraya yüzerek 2-3 bin km'lik nehir kaynaklarına ulaşıp, burada Ekim-Kasım ayları arası ürer. Yavrular tekrar acısulara iniş yapar. Yetişkinleri denize de uyum gösterir. Etoburdur. Böcekler, sinekler, kabuklular ve irili ufaklı balıklarla beslenir. Tatlısu balıklarının eti en lezzetli olanıdır. Ayrıca yumurtasından kırmızı havyar elde edilir. Ekonomik değeri çok yüksektir.

Sudak: Marmara ve Karadeniz ile Göller Bölgesi'nde 10-15 yıl yaşayan, 40-70 cm'den 130 cm boy ve 1-5 kg'dan 12 kg ağırlıkta olabilen hareketli, avcılığı zevkli bir balıktır. Kendinden küçük balıklarla beslenir. Nisan-Mayıs ayları arasında 200 bin-1 milyon yumurta vererek ürer. Gündüzlerini dipte geçirip, avlanmak için sabah erken saatlerde veya akşam üzerleri su yüzeyine çıkar. Etinin deniz levreğine yakın lezzeti ve bol verimliliği ile ekonomik değeri çok yüksek bir tatlısu balığıdır.


Siyah sazan: 'Çamur Sazanı' da denir. En çok 80 cm boya ulaşır. Sakin akan nehirlerin çamur veya kumlu zeminlerinde, derinlerde kabuklular ve yumuşakçalarla beslenerek yaşar. Eti lezzetlidir. Çin'de üretimi yapılmasına karşın, ülkemizde hayatı ve değerlendirilmesi henüz araştırılmaktadır.

Tahta balığı: Marmara Bölgesi'nde ağır akışlı nehirlerin sıcak, sığ ve bitkisi bol bölümlerinde yaşar. Göllerde de hayat gösterir. Planktonlar, küçük canlılar ve bitkilerle beslenir. Mayıs-Temmuz ayları arası üreme yapar. Çok yavaş büyür. 3-5 yaşlarında 10-12, en çok 25- 35 cm boyda olabilir. Eti çok kılçıklı ve lezzetsizdir. Genelde "ekon balıkları"nın yetiştiriciliğinde yem olarak kullanılır.

Taşaltı balığı: Kuvvetli akan dere ve ırmakların berrak sularında, taşlar arasında yaşar. Boyu ortalama 12-13, en çok 20 cm olur. Su içindeki yavru balıklar, bitkiler ve özellikle alabalık yumurtalarıyla beslenir. Kendisi ise tatlısu levreği ve turna balığı için yem olur. Üreme devresi Şubat-Mayıs ayları arasıdır. Eti gevrek ve lezzetlidir.

Taş ısıran balığı: Yavaş akıntılı nehirler veya göllerin suyu berrak, kumlu zeminlerinde yaşar. Çeşitli türleri vardır. 5-12 cm boyda olabilen taş ısıran, gününü kumlu diplerde geçirip geceleri avlanır. Küçük organizmalar ve hayvanlarla beslenir, bu arada avlarıyla birlikte kumları da ağzına alarak çiğner. Nisan-Haziran ayları arası ürer ve yapışkan yumurtalarını taşlara, köklere, bitki saplarına bırakır. Taş ısıran balıkları tabiat dengesi yönü ile değerlidir.

Tatlısu kefali: Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaygın olan, hızlı akan dere veya nehirlerde yaşayan, 7-10 yaşlarında 30-40 cm boy ve 600-bin gr ağırlığa erişen bir kefal türüdür. Yavru safhasında küçük kurtlar, karides ve böcek yavrularıyla beslenirken, büyüyünce ot da yer. Yaşlandıkça yırtıcı olup, kurbağa ve sıçrayarak su dışındaki kelebekleri de yiyebilir. Nisan-Haziran ayları arası 45-50 bin yumurta dökerek ürer.kfcnyesinde gerçekleştirilmiştir. 1950-1960 yılları, Tür Etinin lezzetsiz ve değersiz oluşuna karşın avcılığı çok makbuldür.

Trakya levreği: Trakya'nın Karadeniz sahillerine dökülen ağır akışlı nehirlerle bunların deniz bağlantılı acısu bölgelerinin kumlu zeminlerinde sürü ile yaşar. Boyu 18-35 cm olur. Kurtlar, balık yumurtaları, küçük kabuklular ve sinek larvalarıyla beslenir. Oburluğu, diğer değerli balıkların besinleriyle yumurta ve larvaları için zarar vericidir. Üremelerini Nisan-Mayıs ayları arasında yapar. Eti lezzetlidir. Bol avlanılması tabiat için yararlı olur.


Turna balığı: Karadeniz'e akan nehirlerin berrak ve bol bitkili sularında, ayrıca çeşitli göllerimizde yaşar. Tatlısu balıklarının en hareketlisi ve en yırtıcısıdır. Tüm balıklara, hatta yaban ördeklerine saldırır. Kendi yavrularını da yediği olur. Hayat şartları elverirse 20-25 yıl yaşar. Erkekleri en çok 100, dişileri ise 150 cm'ye kadar büyür. 2-3 yaşından itibaren ilkbahar aylarında yaklaşık 200 bin yumurta vererek üremeye başlar. Genç ve küçüklerinin (1-3 kg) eti lezzetlidir. Spor avcılığının en ünlü balıklarındandır.

Yayın: Akarsu ve göllerde yaşayan balıkların en büyüğü ve aynı zamanda en uzun yaşayanıdır. Ortalama 1-2m'den 3 m'ye kadar boy ve 150 kg ağırlığa erişebilir. 35-40 yıldan 100 yıla kadar yaşayabilir. Yavaş akan nehirler ve göllerde, dipte hareketsiz yatarak yaşar. Etobur bir balıktır. Su altındaki bütün hayvanları yiyebilir. Mayıs-Haziran ayları arasında, gece sessizliğinde yumurta döker. Dişileri ağırlığına oranla kg başına 7 bin-25 bin yumurta döker. Tatlısu balıkları içinde eti en lezzetli olanlardan biridir. Ekonomik değeri çok yüksektir.

Yılan balığı: Erkekleri 35-50, dişileri 45-100 cm boyda olabilen, hem tatlı hem de tuzlu sularda yayılış gösteren bir balıktır. Doğumu ve üç yıllık gelişmesinden sonra tatlı sulara girer. 8-20 yıl buralarda kaldıktan sonra tekrar üremek için Atlas Okyanusu'nda Sargossa Denizi'ne yönlenir. Burada 70-100 C sularda, yaklaşık bin- 3 bin m derinlerde milyonlarca yumurta döker. Dönüşü başarabilen yavrular tekrar acısu bölgelerine gelir. Yırtıcı ve obur bir canlıdır. Yumuşakça, kabuklular ve balıklarla beslenir. Etinin lezzetli oluşunun yanı sıra yetiştirmeye uygunluğu ile de ekonomik değeri çok yüksektir

10 Şubat 2013 Pazar

Strese karşı öneri

Strese karşı  öneri

Biliyoruz, günlük hayatın boğucu stresinden uzak kalmak neredeyse imkansız

 Bilgisayar başında çalışıyorsanız, her 40-50 dakikada bir kalkın, temiz hava alın, kısa bir yürüyüş yapın, içinize derin derin oksijen çekin.

Yüzünüzü gülsuyu ile yıkamak sakinleştirici ve dinlendirici bir etki yaratır.

Kolay öfkelenen biriyseniz; evinizde ve iş yerinizde sandal ağacı kokusunu kullanın. Tütsü yakabilir veya sandal ağacı macununu alnınıza sürebilirsiniz.


Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden kaçının. Beslenmeniz ruhsal durumunuz üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.


Bir vazoya taze beyaz çiçekler koyun. Üzerlerine su damlacıkları gezdirin. Vazoyu gözünüzün önünde bir alana koyun ve sinirlendiğinizde bir müddet izleyin.


Suyun her zaman sakinleştirici etkisi vardır. Kendinizi banyoya atın ve suyun gücüne bırakın. Ayrıca tuzlu su dolmuş bir küvete girmek de çok iyi hissettirecektir.


Uzun süre durduğunuz odalarda veya ofisinizde açık mavi ve yeşil tonlarını kullanın. Duvar rengi olarak tercih edebilirsiniz.

 ş stresinden kaçınmak için önemli işler listesi yapmalısınız. Bu sizin gün içindeki yoğunluğunuzu azaltır ve stresi önler.







Streslendiğinizde mizah dergilerini ya da komik videoları izleyebilirsiniz.


Sevdiğiniz bir işi hobi edinebilir ve strese girdiğiniz an bu hobiyle vakit geçirebilirsiniz.


Tavuklu Pirinç Salatası

Malzemeler
2 çay kaşığı pirinç
80 gr. haslanmış tavuk
1 diş sarımsak
1 çay kaşığı rendelenmiş soğan
1 adet domates
1 tutam maydanoz
Zeytinyağı
Limon
Tuz
Siyah fasulye

Tarifi
2 çay kaşığı pirinci haşlayıp yayvan bir kaba atın. Ayrı bir kapta 80 gr. haşlanmış tavuk eti, 1 diş sarımsak, 1 çay kaşığı rendelenmiş soğan, 1 tutam maydonoz, zeytinyağı, limon ve tuz ekleyip karıştırın.
Karışımı pirincin üzerine ekleyin ve domatesle süsleyerek servis yapın.

Lahana Salatası

Malzemeler
150 gr yeşil lahana
150 gr kırmızı lahana
2 orta boy havuç
3 taze soğan
Çeyrek su bardağı mayonez
Yarım tatlı kaşığı hardal
1 yemek kaşığı elma sirkesi
Karabiber
Tuz
Salatanın tarifi
Lahanaları ince ince dilimleyin, havuçları rendeleyin ve taze soğanı ince ince doğrayın. Bir kapta iyice karıştırın. Mayonez, sirke ve hardalı çırpın, tuz ve karabiberle tatlandırın. Salataya katıp karıştırın.

7 Şubat 2013 Perşembe

6 Şubat 2013 Çarşamba

Yaktı beni gözlerin unutulmaz sözlerın

 

Yakti Beni Gözlerın Unutulmaz Sözlerın

Sakladım Yureğimde Bende  Kaldı izlerın

Gel sar Beni Sar Beni Seviyorsan al beni

Yaktın yüreğimi Söndürmez kar beni

Dertlerimi Taşırım Dünyanın Hamalıyım

Her gelen kırdı beni Sanki incir Dalıyım

Gel Sar Beni Sar Beni Seviyorsan Al Beni

Yaktın Yüreğimi Söndüremez Kar beni

Sevimli Kedicikler ve arkadaşları

Sevimli Kedicikler ve arkadaşlari



Güzel sözler

 Güzel sözler

 Bazen yürekte bir firtına kopar.
 Bazen tatlı bir esinti,
Ama en güzeli unutulmadığına dair bir belirti

5 Şubat 2013 Salı

Sevgi olmayan bir yaşam hayat değildir

 

 

                      Sevgi olmayan bir yaşam hayat değildir

3 Şubat 2013 Pazar

Denizde Karartı Var sözleri

Karardı Karadeniz-Rize Yöresi Türküleri

Denizde kararti var bu gelen kayik midur
Ben ozledum yarumi ağlasam ayip midur
Oy dumanlar dumanlar hep dağlari sardunuz
Yureğumun derduni bilsenuz ağlardunuz
Karardi Karadeniz taşti bu yana taşti
Haber verun yarume gozlerum doldi taşti
Gemi mil ilen olur sevda dil ilen olur
Güzeller çok var ama meyil birine olur

Taşkın - Nergiz Çiçeğim


Taşkın - Nergiz Çiçeğim



Nergizli çiçeğum soldu kurudu dalında
Sen gittun ya nasıl varacak geceler sabaha
Dere akar buradan kavuşur denize
Ayrılıkmiş kizim senle nasibumuze
İstanbul büyük şehırde dolaştım yollarını
Ağlayı sevduğumde sende sildinmi yaşlarını
Anlımıza yazi böyle yazmış yazan 

 Ne edelum ben burada sen orada dayan

Ha bu benım derdumu ah yazan kalem olsa
Yazmayla dolduramazdı bu kara sayfaları
Sil sevduğum yaşini ağlama dayanamam
Azrail alsa canımı ancak kapanır yaram
Sil sevduğum yaşini ağlama dayanamam
Azrail alsa canımı ancak kapanır yaram

Taşkın Yaşlansaydık Sevdiğim Senin ile Diz Dize


Taşkın Yaşlansaydık Sevdiğim Senin ile Diz Dize Şarkı Sözü



Evimizin önünden dere akar denize
Yaşlansaydık sevdiğim senin ile diz dize
Kara yemiş dalının açtı beyaz çiçeği
Bu sevdadan fayda yok geçirmişiz zamanı
Yüce dağ değildim duman sardı başımı
Sevdiğim beni anla ah benim de sevdiğimi
Kayık gelir uzaktan dalgalara karışmış
Daha kavuşamadan mevlam ayrılık yazmış
Çalma kemençem dertli zaten yüreğim yara
Böyle ayrılık olmaz hepmi bahtım kara
Yalısına vardır küçük bir liman
Gelmeyelim göz göze ağlarım dayanamam
Yüce dağ değildim duman sardı başımı
Sevdiğim beni anla ah benim de sevdiğimi
Kayık gelir uzaktan dalgalara karışmış
Daha kavuşamadan mevlam ayrılık yazmış..

1 Şubat 2013 Cuma

Dünya’nın Yaşayan En Eski Ağacı İsveç’te Bulundu

İsveç’li bilim adamları, Dünya’nın yaşayan en eski ağacı olduğu iddia edilen bir kozalaklı ağaç buldular.

Mazisi son buzul çağına kadar dayanan 4 metre yüksekliğindeki bu ağacın görünen kısmı o kadar eski değil. Ancak, Umea Üniversitesi ekoloji ve çevre bilimleri profesörü Leif Kullman’ın yaptığı araştırmalara göre bu ağacın kökleri 9550 yaşında. Bu antik bitki bir Norveç ladini ve yılbaşı süsü olarak kullanılan ağaçlara benziyor.
Araştırmacılar bu ağacı Dalarna kentinde deniz seviyesinden 910 metre yükseklikte buldular. Şu andaki gövdesi yaklaşık 600 yıllık olan bu ağacın Kullman’a göre bu kadar uzun süre yaşamasının nedeni, kendisini klonlamasına dayanmaktadır. Gövdesi kurusa bile, sağlam kalan köklerden yeni bir gövde çıkmaktadır ve ağaç bu şekilde bu kadar uzun süreden beri hayatta kalmıştır.
Karbon 14 metodu kullanılarak tespit edilen veriler ışığında aynı kök sitemi üzerinde bulunan ağaçların 375, 5660, 9000 ve 9550 yaşlarında olduğu tespit edildi. Bütün bu ağaçların aynı genetik mataryale sahip olduğu ve köklerinden çoğalan bu ağacın çok kolay kopyalarını oluşturabildiği tespit edildi. Bundan önce Kaliforniya’da tespit edilen Bristlecone türü çam ağacı yaklaşık 5000 yaşındaydı.